Euwry neredeyse çileden çıkmış bir biçimde bara geldi. Elleri herzamanki gibi montunun içindeydi, asasının hemen yanında. Bunu yapmayı alışkanlık haline getirmişti, henüz küçük bir çocukken öğrenmişti. Güvenemezdi kimselere, hiç kimseye. Neden güvensindi ki? Güvendikleri onu hayal kırklığına uğratalı yıllar geçmişti. Düşünceleri kafasından uzaklaştırdı. Şu an tek istediği biraz yanlız kalmaktı. Bunun için en doğru yeri seçmiş olduğunu biliyordu da. Burası hep boş olurdu, Euwry kafasını dağıtmak istediğinde hep burdaydı, alışkanlık yapmıştı. Barmene doğru gitti. Bardaki koltuklardan birine usulca oturdu. Barmen’e ne istediğini söylemesine gerek olmadığını biliyordu.
’’ Her zamankinden mi küçük hanım? '' Euwry başıyla onayladı. Eline aldığı bardağı kafasına dikti. Bu gece unutmaya ihtiyacı vardı, ve rahat etmeye. Tam bir bardak daha almak üzereydi ki, ona doğru gelen birini gördü ve irkildi. Eli montunun cebine gitmişti. Ama geleni gülümseyerek karşıladı.